ondan sonra naptıydık lan. hee evet. meclisten çıktıktan sonra kızılaya doğru yavaş yavaş etrafa baka baka yürüdük. şu komutanlık bu komutanlık cart bakanlığı curt bakanlığı, yargıtay margıtay. herşeyin en başı burada. bi de bir ömürlük memur görme ihtiyacımızı tıka basa karşıladık. heryerden memur fırlıyor adeta. bi süre sonra insanın üstüne üstüne gelirmiş gibi oluyorlar. üstelik çalışma saati içindeyken durum böyleyse öğle araları ve iş çıkışındaki görüntüyü düşünmek bile istemiyorum. o kadar çok sayıda takım elbiseli insan görmeye alışkın olmayan bünyede acayip hisler uyandırabiliyor.
adliye'ye doğru ilerlemeye devam ederken bi ara yaklaşık 50 kişilik bi çevik kuvvet polisi grubunun yanından geçtik. tam onların yanından geçerken 25-30 kadar da ayrı bi çevik kuvvet gibi bişey de diğer yanımızdan geçti. onlar daha techizatlı ve irilerdi. kız olanları da vardı ve onlar bile insanı ikiye katlayacak güçteymiş gibi duruyorlardı. eylem yapan ve bu polislerle kavgaya tutuşan insanlarda hakikaten iyi cesaret var.
adliyeyi biraz geçtikten sonra tırsım tırsım tırstığımız sağanak yağışın inmesine ramak kaldığını haber veren hafif atıştırma başlamıştı. gençlik parkına girince sağanak başladı ve sığınacak bi yer aradık ve sığındık. tost yedik ve çay içtik. hayatımda yediğim en güzel tosttu. herifler tost konusunda uzmanlaşmış. sağanak dinmişti. sağanak yağışı ben uzun süre çok yağmur yağması sanıyordum ama öyle değilmiş. kısa süren şiddetli yağışmış.
biraz dinlendikten sonra ebeveynleri bırakıp kardeşimle behzat ç.'nin evine gitmeye karar verdik ve gittik. evin nerde olduğunu uzun zamandır merak ediyordum ama internette yaptığım aramalarda sadece gazi mahallesi sonucuna ulaşabilmiştim. sağolsun yandex sokak görünümü ve ayrıntılara dikkat eden bir izleyici olmam sayesinde evin adresini bi kaç bölüm önceki bi ayrıntıdan yola çıkarak nokta atışı şeklinde tespit etmiştim. elimizle koymuş gibi bulduk.
evin önünden gidesim gelmedi. tam bana göre bi ev. burası benim evimmiş meğersem kıvamında oturdum durdum. adeta bana göre tasarlanmış. ne yapıp ne edip bu evi ele geçirmem lazım. hatta içindeki eşyalarla birlikte. ne olur sanki lan bana veriverseler bu evi. giderken burada bi iz bırakalım dedik ve not bıraktık. tabi o not orda ne kadar durur, oyuncular görür mü orası biraz muallak.
ordan dönüşte de anıtkabir'e ve ordan da tekrar gar önünden adliyeye çıkıp, kızılay'a doğru gidip sakarya'ya uğrayıp tekrar meclisin yan tarafından yukarı doğru kuğulu park, seğmenler parkı, atakule filan oralara gitmeyi planlamıştık (40 yıllık ankaralı gibi sayıyorum yalnız) fakat kuzey afrika'dan rüzgarlarla gelen toz bulutu ankaranın üzerine çökmüştü. ilerdeki binaların filan nerdeyse hiç gözükmemesi yüzünden biz bu durumu sis sanmıştık ama öyle değilmiş. gele gele afrikanın tozunun çöktüğü zaman gelmişiz buraya. ara sıra çiseleyen yağmurla da çamur gibi yağıyordu ve alerjik astımı olan kardeşimi hasta etmişti bu toz bulutu. o yüzden biletleri değiştirip erken dönmek zorunda kaldık.
makine kimya'mıdır nedir onlara uyuz oldum. herifler kaldırımı yarım metre yükseklikteki betonlarla gasp etmişler ve kendilerine yol yapmışlar resmen. bi de pek çok kişi bize adres sordu. iki tanesini hayatımda ilk defa ankara'ya geliyor olmama rağmen yandex sokak görünümünden edindiğim yüce bilgilerimle 40 yıllık bir ankaralıymışcasına tarif etmenin gururunu yaşadım. tabi bunda hazırladığım haritaların rolü yadsınamaz.
7 yorum:
eyvallah, ben Ankara'lıyım, böyle güzel anlatan görmedim.
1- amirimin evine gitmeniz şu an beni kıskançlık krizlerine soktu
2- 1:17'den itibaren amirimin evinin önünde şüpheli davranışlar sergileyen kişi sen misin
3- amirimin kapısına astığınız notu çok kıskandım
4- tam adresi neymiş? ben de yandex'ten bakmak istiyorum :D
5- çok kıskandım
kitap gibi kız, aman efenim teveccühünüz. dilimiz döndüğünce gördüklerimizi yaşadıklarımızı anlatmaya çalıştık sağolunuz.
cledora, kıskanmayınız hanfendi. evet o şüpheli benim. yandex sokak görünümünde behzat'ın sokağa girmiyor ona az yakın bi yere kadar geliyor ordan keşfettim. tabi elimde sokak ismi mevcut ehehehe. sizin gibi sokakta gördüğü kırmızı vosvosları sayacak derecede tutkun bir izleyicinin emek vererek bunu kendisinin bulması gerektiğini düşünüyor ve şu an için söylememem gerektiğini düşünüyorum :p (sinirlenme) belki bir müddet sonra söyleyebilirim :p belli olmaz tabi belki de söylemem :p
ben hiç gitmedim Ankara'ya, sen böyle güzel anlatınca merak ettim göresim geldi. Stickman kafası da çok şeker olmuş :)
nes, git tabi merak ettiysen ama güzel bi havada git derim. veya istediğin bi zamanda da gidebilirsin. en azından afrikadan toz bulutunun gelip ankara'nın üstüne çamur olarak yağdığı bir zamana denk getirmeyeceğine eminim :D
hey dostum behzat izlediğini bilmiyordum, takdir ettim azmetmişin gitmişin, o notu da görmüşlerdir bence yani ^^
gördülerse dizide ufak bi sahnede kullansalar mesela çok süper olurdu. behzat eve girerken notu görse, bi kaç saniyeliğine kamera yakından çekse, sonra behzat; bu ne la!.. diyip notu buruşturup atsa. oha senaryo yazdım!
Yorum Gönder